Konut ihtiyacının giderek arttığı son yıllarda, Tiny House, modüler ve prefabrik yapılar hem alternatif yaşam biçimi hem de yatırım aracı olarak öne çıkıyor. Özellikle şehir dışında tarla veya arazi satın alan birçok kişi, bu alanlara herhangi bir izin almadan yapı yerleştirip yerleşip yerleşemeyeceğini merak ediyor. Bu noktada en sık sorulan sorulardan biri, “Bu araziye Tiny House koyabilir miyim?” ya da “İzin almadan prefabrik yapı yapabilir miyim?” şeklinde oluyor.
Tiny House’lar genellikle tekerlekli şasiye oturtulmuş, taşınabilir küçük evlerdir. Bu nedenle birçok kişi bu yapının ruhsat gerektirmediğini düşünmektedir. Ancak gerçek durum pek de öyle değil. Eğer Tiny House sabit şekilde bir araziye yerleştirilirse yapı sayılır ve yapı ruhsatına tabi olur. Tekerlekli olması da ruhsat zorunluluğunu tamamen ortadan kaldırmaz. İlgili belediye ya da il özel idaresi bu yapılarla ilgili denetim yapabilir ve ruhsatsız olduğu gerekçesiyle ceza ya da kaldırma işlemi uygulayabilir. Özellikle imarsız tarım arazilerinde, planlı alanlar dışında yapılaşma yasağı olduğundan dolayı, bu tip yapılar ciddi yasal riskler doğurabilir.
Prefabrik ve modüler evler ise genellikle fabrikada üretilip arazide monte edilen yapılar olsa da, yerle temas ettikleri andan itibaren yapı statüsü kazanırlar. Bu nedenle bu yapıların da imar izni olmayan alanlarda kurulması mümkün değildir. Tarla vasfındaki arazilere prefabrik veya modüler ev yapmak, yapı ruhsatı olmadan kaçak yapı anlamına gelir. Bazı bölgelerde tarımsal amaçlı kullanım söz konusuysa, ziraat mühendisi raporu ve proje ile sınırlı metrekarede yapılaşma izni alınabilir. Ancak bu da özel koşullara ve yerel idarelerin değerlendirmelerine bağlıdır.
3194 sayılı İmar Kanunu açıkça belirtmektedir ki, arazide sabitlenen her yapı – amacı ve süresi ne olursa olsun – ruhsata tabidir. Yani Tiny House, modüler ya da prefabrik yapı fark etmeksizin, ruhsatsız bir şekilde araziye yerleştirilen her yapı yasal olarak risklidir. Sadece kısa süreli kullanılan, taşınabilir konteyner ya da çadır gibi barınaklar denetim dahilinde istisnai olarak kabul edilebilir.
Bu nedenle, herhangi bir araziye yapı yapmayı düşünen yatırımcıların öncelikle arazinin imar durumunu öğrenmesi büyük önem taşır. Arazinin konut alanı olarak planlanmış olması halinde, tüm bu yapıların ruhsatlı olarak kurulması mümkündür. Tarımsal amaçlı kullanım söz konusuysa da ilgili kurumlardan gerekli izinler alınarak sınırlı ölçüde yapılaşma yapılabilir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri veya il özel idarelerinden detaylı bilgi almak, yapılacak yatırımın hukuki güvenliğini sağlamak adına kritik bir adımdır.
CEESS Global olarak yatırımcılarımızı bu tür riskli durumlar konusunda bilinçlendirmeyi, doğru bilgi ve yönlendirmeyle hareket etmelerini sağlamayı önemsiyoruz. Unutulmamalıdır ki, cazip görünen bir yapı çözümü, yasal süreç göz ardı edildiğinde hem yatırımınızı hem de hayallerinizi tehlikeye atabilir. Yapı türü ne olursa olsun, önce yasal zemin, sonra proje.